Kitap okumak hobi değil, gereksinimdir. Dünya klasiklerini okumak ise gereksinimden ötedir. İhtiyaç değil, zorunluluktur.
İlkokuldan beri
zorla dayatılan kitap okuma baskısına boyun eğerek sıkılarak da olsa klasikleri
okumuşuzdur. Kitap okumanın dayatmayla yürümeyeceğinin, dışı süslü içi boş
kitapların zaman kaybı olduğunun farkına varan kişi klasik eserlere yönelir.
Klasik kitaplara ben bunu okuyayım diyerek başlanmaz. Bu eseri tekrar
okumalıyım denilerek başlanır. Eldeki klasiği görenler "sen daha bunu
okumadın mı?" sorusunu sormaktan bıkmaz. Göz gezdirilerek değil, yavaşça
ve kavrayarak okunur. Çünkü bu tür eserlerde her zaman verilmek istenen mesaj
vardır.
Dünya edebiyatı klasiklerinin belli kitaplardan oluşmasının
sebebi eserlerin bütün dünyaya hitap etmesidir. Açlıktan bir deri bir kemik
kalmış insan ile gözü doymak bilmeyen zengin insana aynı duyguları
hissettirir. Ateist adam ile katolik
hristiyanın aynı duyguları paylaşmasını sağlar.
Dünyaya olan bakış açınızı bu kitaplarla bambaşka yerlere
taşırsınız. Günümüzde kapitalizmin tüm dünyada baş göstermesine rağmen
elimizden bir şey gelmemesinin sebebi çoğunluğun Robin Hood'u okumamış
olmasından geçer. Hala daha çocuklarını acımazca dövenlerin olması Şeker
Portakalı'nın okunmamış olmasındandır.
Bu eserlere "zaman kaybıydı!" diye hayıflanılmaz. Hayıflanılacak
bir şey varsa o da kitabı anlayacak kapasiteye henüz ulaşılmamış olunmasıdır.
Bambaşka deneyimler yaşamanıza sebebiyet verir. Yeri gelir
Rusya ve Fransa arasındaki çekişmeli savaşa tanıklık edersiniz. Yeri gelir 6
yaşındaki Zeze gibi düşünürsünüz. Maceradan maceraya koşturur, farklı
dünyalarda sürüklenedurursunuz. Bu kitaplar düşsel zenginliğin, düşünsel
faaliyetlerin doruk noktasını oluşturur. İncecik bir kitap, hayatınızı
değiştirebilir. Yazarın üslubu bir eserde çok acımasız olabilirken başka
eserlerde dostunuzmuşcasına keyif verebilir.
Basım tarihinde yüzyıllar öncesini gösteren bir kitap,
bugünün olaylarını anlatabilir. O
zaman anlarsınız, yüzyıllar boyunca gelişenin sadece teknolojiden ibaret olduğunu.
Klasik eserler okunmalıdır. Klasik eserler puzzle
parçalarına benzer, her okuduğunuz eser puzzle'ı tamamlamanıza katkıda bulunur.
Tamamdır, ben hepsini okudum dediğinizdeyse ortada tek bir puzzle parçası
kaldığını görürsünüz. Ortayı doldurmak için çaba sarfetmek gerekir. Okunulan
klasik eserleri tam anlamıyla uygulayabildiğinizi düşündüğünüzde puzzle'ın
tamamlanması işten bile değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder