
6 yaşında başlayan sınav maceramız üniversite, iş hayatı, ölüme kadar uzanan bir yolculukla devam ediyor. Buna rağmen her sınav oluşumuzda strese yenik düşüyorsak bu bilgiyi ölçme metodunun yanlış olduğu noktasına varabiliriz.
Türkiye, OECD'nin eğitim raporunda 41.sırada. Üst sıralarda yer alan Finlandiya, Japonya, Singapur gibi ülkelerin eğitim sistemlerini incelersek neden 41.sırada olduğumuz konusunda kesin yargılara ulaşabiliriz.
5 milyon nüfusa sahip olan Finlandiya'nın eğitim sistemi ülkemize kıyasla temel farklılıklar taşıyor.
--
Öyle ki biz sınav olmaya ve diğerleriyle yarıştırılmaya 6 yaşımızda başlarken Finlandiya'da eğitimin başlangıcının yaşı 7. Eğitim hayatı başlangıcının ilk 6 yılında ise derslere not verilmiyor.
Ebeveynlerimiz bizi okullara servislerle, elimizden tutup sınıfıma götürürlerken Finlandiya'da öğrenciler bisiklet veya yaya olarak derse gidiyorlar.
Türkiye'de ders saati 6 iken Finlandiya günde 4 saat ders yapıyor.
Japonya'nın eğitim sisteminde ise öğrencilerin sorumluluk alması adına hademeler çalıştırılmıyor. Öğretmen ve öğrenciler bütün okulun temizliğinden sorumlular.
Yine Japonya'nın öğretmenleri yemeklerini öğrencileriyle birlikte aynı masalarda yiyorlar.
Singapur'da öğretmenler okul müdürü olamıyorlar. Okul müdürü olmak için okul müdürlüğü okumak gerekiyor.
Singapur'da bazı öğretmenler doktorlardan daha fazla para kazanıyorlar. Öğretmen olmak da doktor olmak kadar zor.
--
"Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yoksayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bi işe girmek için yarışır, güzel bi kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu." -Kaybedenler KulübüKüçük yaşlarda başlayan yarışın içinde olma zorunluluğumuz bizleri okuduğunu anlamayan, analitik düşünemeyen, sıra beklemeyi bilmeyen, emir altında çalışan ve sözünün hiçbir değeri olmayan eğitimsiz insanlar yaptı. Bizim eğitimsizliğimiz sistemde değil, sistemi yanlış yönetenlerdedir. O halde eğitim sisteminin değil eğitim sistemindeki yanlışlıkların kökü kazınırsa ancak başarıya o zaman ulaşabiliriz. Tek yol eğitim!