Asansör psikolojinin çok fazla ilgi odağı olan ve insan davranışlarının incelenmesi için önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Asansörler insanların genellikle yalnız başına kalabildikleri tek mekan ve böyle bir yerde rahat hissetmeleri üzerine çok önemli faktörler var. Eğer tanımadığınız insanlarla aynı asansördeyseniz asansörler kapalı ve dar alana sahip olduklarından savunma mekanizmanız farkında olmadan istemediğiniz davranışlar sergilemenize neden olabilir. Üzerine konuşulacak birkaç deneyden bahsetmek istiyorum.
İzlediğim "sosyalleşmek" üzerine yapılmış deneyleri anlatan belgeselde asansörle ilgili bir kısım vardı. Asansörde tek başına yukarı katlara çıkmakta olan bir birey vardır. Yukarıya çıkmakta olan asansörü bir üst katta iri yarı 4 adam beklemektedir ve üst katlara olan yolculuk 5 kişi olarak tamamlanacaktır. Denek harici diğer 4 iri yarı adam da birbirini tanımaktadır. Bahsettiğim dört adam diğer adamın bakış açısının zıttı yönünde giriş yaptıkları için gruba uyum sağlamak için denek de duruş pozisyonunu diğerleriyle aynı yönde çevirmek zorunda kalır. Deney bundan sonra 4 adam her farklı yöne döndüklerinde deneklerin de aynı tepkiyi vermesiyle devam eder.

Aslında bu deneyler insan davranışının uyarana verdiği 2 farklı tepkiyi gösteriyor. Aşağı yukarı uyaranlar aynı diyebiliriz: savunma mekanizmasını harekete geçiren kalabalık bir grup. Savunma amaçlı birisi pasif kalırken diğeri de saldırarak kendini koruma amacına gidiyor. İnsanoğlu için hayatta kalmak en önemli unsur olduğundan tepkiler değişse de davranışlarında temel gaye aynı kalıyor.
Yine psikolojik olarak ele alınması gereken başka bir unsur her asansörde neden aynanın bulunduğu sorusudur. Klostrofobiye sahip olmayan insanlar bile 3m² alanın içerisindeki daralacak, bunalacaktır. Dar alana derinlik katmak da aynanın görevidir. Aynalar alana derinlik kattığı için insanlar kendini güvende hisseder. Bazı yerlerde asansörler tamamen dışarıyı görecek şekilde camdan yapılırken geriye kalan asansörler derinlik için aynayı tercih eder. Sebebi ise insanın dar alana olan korkusundan kaynaklanır.
Bir diğer konu da asansörlerdeki kapıyı kapama butonu. İlginç bir bilgi olarak asansörlerde en erken eskiyen butonların bu butonlar olduğunu söyleyebilirim. Bu butonun da psikolojik bir deney unsuru olduğunu bir yerlerde okumuştum. Bahsettiğim bu butonlar insanların düğmeye basıldığı takdirde kapının 2 saniye erken kapandığını ve gidilmek istenen yere bu vesileyle daha hızlı gidildiğini düşünmeleri üzerine yapılan bir deney. Butona basıldığı sırada zaten asansörün kapanması için geri sayım biter ve buton ve geri sayım ikilisi aynı zamana denk geldiğinden kapı kapanır. Bu deneyde basılan buton bir placebo etkisi yarattığından insanlar kullanınca içlerini rahatlatır. İstanbul'da ulaşım için trafikte her gün 4 saatini harcayan insanlar olduğunu da düşününce 2 saniye insan hayatı için oldukça önemli bir etken görülüyor sanırım.
İnsanlığın bütün buluşları tembellik üzerine olmuştur. Ulaşımda gideceği alana yavaş gitmekten bunalan tembel insan daha hızlı otomobilleri, uçakları doğurmuştur. Basamaklar da insanın tembelliğinden yerini asansöre bırakmıştır. Spor yapmayan bireyler olarak altımızda araba, asansör ve diğer ulaşım araçları oldukça 2 adım atınca soluk soluğa kalmamız kaçınılmaz bir şey olarak gözüküyor.
Tembellik etmeyin, yürüyün! ☺