Kişisel gelişmek söz konusu olduğunda akla direkt tek bir kaynak geliyor o da kişisel gelişim kitapları. Acaba kişinin
kendini geliştirmesi gerçekten bu kitaplara mı bağlı?
Türkiye'de çok satan kitapların bulunduğu raflara göz attığınızda kitap kapakları isimleri değişse de çok satanlar arasında her zaman kişisel gelişim kitapları bulunur. Kendimizi geliştirmek için her zaman birine ihtiyaç duyuyor olmamız çok garip değil midir sizce de?
Spor yapmak için beden öğretmeni veya bir antrenör, müzik icra etmek için müzik öğretmeni, matematik öğrenmek için matematik öğretmeni, tarih öğrenmek için tarih öğretmeni gereksinimi duyuyoruz. Bu kadar yoğun şekilde başkasının desteğine ihtiyaç duyma söz konusu olduğunda kişisel gelişim kitaplarından medet ummak bundan dolayı insanlara çok da saçma gelmez.
İnsanın kendini geliştirme çabası en doğal isteklerinden biridir. Ateşin bulunmasından yazının bulunmasına kadar olan süreçte insanlığın gelişimine dair çok fazla detay bilmiyoruz. Fakat o süreçteki insanlığın gelişimi ile bulunduğumuz yüzyıl içerisindeki insanlığın gelişimi arasında dağlar kadar fark olduğunu görmek çok da zor değil. Çok hızlı yaşayıp hızlıca her şeyi bilmek ve her şeyi kontrol etmek istiyoruz. Kişisel gelişim kitapları da bize bu kontrol ve bilme isteklerimizi gerçekleştirebileceğimizi vaadeder.

Bütün kişisel gelişim kitaplarının temelinde okuyucuya bütün dertlerini unutturup pozitif düşünceyi aşılamak vardır.
Kendini sev, seni seven bir yaratıcı var, başarabilirsin, yapabilirsin diyerek gaz pompalarlar sürekli. Bu gaz pompalayan yazarlar da genelde dünyaya katkısı olmayan yani hiçbir işle uğraşmayan sadece geçici olarak insanları başarabileceklerine inandıran konferanslar veren insanlar olurlar. Uydurdukları veya yaşadıkları hikayeler süslü bir şekilde anlatıldığında kişisel gelişim kitapları olur. Halbuki romanlar ve hikaye kitapları da birer kişisel gelişim kitaplarıdır. Romanların belli bir olay örgüsü ve kurgusu vardır. Romanlar kişisel gelişim kitaplarındaki gibi yazarın direkt olarak fikirlerini empoze etmesi yoluyla değil kişinin hayal gücünde kurguladıkları kadar geliştirir insanları. Hayal kurmak ise insanlara yorucu gelir. Kişisel gelişim kitapları okumak hiçbir entelektüel birikim sağlamazken kitap okumanın verdiği doyum hissi sayesinde insanlar kendini tatmin ederler.
Hayatta başarılı olmuş insanlara bakıldığında her birinin özgün fikirlerinin olduğunu ve bu fikirler doğrultusunda fikirlerini gerçekleştirecek işlere giriştiğini görürüz. Bunu yaparken birisini taklit etmezler. Tek yaptıkları kendi fikirlerini gerçekleştirmektir.
Kendini gerçekleştirmek, kendini geliştirmek ancak bu yolla olur. Çocuklara karşı yetenekli olmasalar dahi çok iyi enstrüman çalabildiklerini ve sporda çok başarılı olduklarını dile getiririz. Halbuki yeteneği olduğuna inandırılan bu çocukların bahsedilenlere dair yeteneği yoktur. İnsanların zekası baskın şekilde sözel veya sayısal olabilir. Aynı şekilde bedensel faaliyetlerde diğerlerine karşı yetenekli olabilirken enstrüman çalma konusunda başarılı olamayabilir Bunların hepsini sahip olsak da her zaman biri daha ağır basar. Çocuklar hangisinde üstün olduğunu öğrenmek için çok hareketlidirler ve bilginin peşinde koşma heyacanı içerisindedirler. Olgunluğuna erişmiş bir birey artık neye yeteneğinin olduğunu fark eder ve ona göre adımlarını atar. Kişisel gelişim kitaplarının yaptığı bizi her konuda mükemmel olduğumuza ve yeteneğimizin olup olmadığına bakmaksızın her işi yapabileceğimize inandırmaktır.
Bir insan uğraşırsa yeteneği olmamasına rağmen komplike bir parçayı gitarda çalabilir. Fakat yeteneği olan insan üretir ve her zaman üzerine koyar. Yeteneğimizin olmadığı işleri yapmaya çalışmak kısacık ömrümüzde bizi fazlaca yıpratacaktır. Bu yüzden yetenekli yönlerimize yönelmeliyiz. Onları keşfetmeli ve bulmalıyız. Her insanda bulunan yeteneklerden biri kişinin kendini geliştirebilme yeteneğidir. Bu yetenek kişisel gelişim vaadeden ama içeriği tamamen zırvalarla dolu bir kitap okumakla gelişmez. Sorgulamayla, düşünmekle, eleştirmekle, bilme isteğiyle, tartışmayla, yazmakla, hobiler edinmekle, daha çok çalışmakla geliştirilebilir. Maslow'un güdü hiyerarşisinin en üstündeki kendini gerçekleştirme noktasına ulaşmak biraz meşakkatli ama uğraşmaya değer olacaktır. Denemeyi bırakmamalı ve basamakları ağır ağır çıkmalıyız.